Ölü Ozanlar Derneği'nden sonra Robin Williams'ı izlediğim ikinci film oluyor. İki filmde de aşırı sempatik, dünyalar tatlısı bir adam gibi duruyor. Kendisi hakkında çok bir şey bilmiyorum ama nedense içimden bir ses bu adamın içinin güzelliği dışına da vurmuş diyor. Bu filmi de hem Robin Williams'ın oyunculuğunu görmek istediğim için hem de sosyal medyada gördüğüm kesitleri ilgimi çektiği için izledim.
Film hakkında konuşacak olursam senaryosu gerçekten çok güzel. Oyuncular da öyle. Şahsen Ben Affleck'e karşı gereksiz bir önyargım var ama bu filmde o kadar da dikkatimi bozmadı kendisi. Film insan sevdiği ve istediği işi yapmalı diyerek kişiyi biraz düşünmeye de itiyor. Harbiden tam olarak ne istediğimizi biliyor muyuz? Kaliteli sinemayı tam da bu yüzden seviyorum. İnsanı düşünmeye ve sorgulamaya yönlendiriyor. Gönderimi filmden iki güzel alıntıyla bitirmek istiyorum.
"Mükemmel değilsin, seni şüpheden kurtarayım. Tanıştığın o kız da değil. Önemli olan birbiriniz için mükemmel misiniz? Önemli olan bu. Dünyadaki her şeyi bilebilirsin ama bunu öğrenmenin tek yolu denemektir."
"1905'te evreni araştırarak ün yapan yüzlerce profesör vardı ama Dünya'yı değiştiren, boş zamanlarında fizikle uğraşan 26 yaşında bir patent memuru oldu. Einstein her akşam arkadaşlarıyla içmek için çalışmaktan vazgeçseydi ne olurdu biliyor musun? Hepimiz bir şeyler kaybederdik."
Filme puanım; 10/10

Yorumlar
Yorum Gönder