Dilenci Çanağı

  Ölü Ozanlar Derneği'nden sonra Robin Williams'ı izlediğim ikinci film oluyor. İki filmde de aşırı sempatik, dünyalar tatlısı bir adam gibi duruyor. Kendisi hakkında çok bir şey bilmiyorum ama nedense içimden bir ses bu adamın içinin güzelliği dışına da vurmuş diyor. Bu filmi de hem Robin Williams'ın oyunculuğunu görmek istediğim için hem de sosyal medyada gördüğüm kesitleri ilgimi çektiği için izledim.  Film hakkında konuşacak olursam senaryosu gerçekten çok güzel. Oyuncular da öyle. Şahsen Ben Affleck'e karşı gereksiz bir önyargım var ama bu filmde o kadar da dikkatimi bozmadı kendisi. Film insan sevdiği ve istediği işi yapmalı diyerek kişiyi biraz düşünmeye de itiyor. Harbiden tam olarak ne istediğimizi biliyor muyuz? Kaliteli sinemayı tam da bu yüzden seviyorum. İnsanı düşünmeye ve sorgulamaya yönlendiriyor. Gönderimi filmden iki güzel alıntıyla bitirmek istiyorum. "Mükemmel değilsin, seni şüpheden kurtarayım. Tanıştığın o kız da değil. Önemli olan birbiriniz ...

  Teknolojiyle içli dışlı olduğumuz çok net bir gerçek. Hemen her yerde elimiz telefona uzanıyor ve birileriyle beraber de olsak bir noktadan sonra oradan uzaklaşıp telefonlarımızda kayboluyoruz. Filmde de bu konuya değinilmiş bir yerde.  Robotların dünyayı ele geçirdiği distopik bir dünyada Mitchells ailesinin robotlara karşı mücadelesini seyrediyoruz. Bence aile teması altında toplumdaki belirli tiplemeler yansıtılmış. Rick (baba), teknolojinin insanları birbirinden uzaklaştırdığını düşünen ve her fırsatta çevresindekileri ondan uzaklaştırmak isteyen insanları temsil ediyor. Linda (anne), sosyal medyada gördüğü hayatlardan etkilenen ve gördükleri gibi bir hayatı olmasını isteyen insanları temsil ediyor. Aaron (erkek çocuk), farklı şeylerden düşünüp farklı şeylerden hoşlanan ama toplumun kendisini yargılayacağından korktuğu için bunları geri plana atan insanları temsil ediyor. Katie (kız çocuk) ise farklı şeyler düşünen ve bunları gerçekleştirmek için kimseden çekinmeyen insa...

  Bu filmi çok fazla duymuştum, üstelik çok da eski bir film kendisi ama ben ilk defa dün izlemiş bulundum. Film çok güzel sosyal mesajlar içeriyor. Başlarda herhangi bir diyalog göremeyince hepsi böyleyse ben bu filmi nasıl izleyeceğim diye çok korkmuştum ama o kadar güzel işlemişler ki hikayeyi, diyalog olup olmaması çok geri planda kalıyor. Bu film de bir önceki gönderimdeki film gibi hem çocuklarla hem kendi başınıza izleyebileceğiniz bir film. Filmden bir şeyler kapıp güzel vakit geçirebileceğiniz oldukça hoş bir animasyon filmi olmuş. Umarım bir gün elimizdeki bu imkanların içinde boğulup gitmeyiz. Filme puanım; 10/10

  Sosyal medya hesapları bana güzel şeyler sunmaya devam ediyor... Bir yerde gördüğüm bu filmi, eski bir arkadaşım olan Winnie'yi hatırlattığı için izlemek istedim. Çok hoş bir film olmuş. İnsan izlerken ister istemez gülümsüyor. Hem çocuklarla hem de kendi başınıza izleyebileceğiniz bir film olduğunu düşünüyorum.  Bu film kesinlikle "sadece çocuklara yönelik" bir film değil. İşini yapma, ev geçindirme gibi hayatın zor yanlarının altında ezilirken insana bir durup etrafını dinlemesi gerektiğini, çevresine ve çevresindekilere de önem vermesi gerektiğini hatırlıyor. Gönderimi ne olursa olsun içinizdeki çocuğu öldürmemek için elinizden geleni yapın ve zaman zaman dışarı çıkmasına izin verin diyerek bitirmek istiyorum. Filme puanım; 10/10

  Uzun zamandır izlediğim en iyi filmlerden biriydi. Senaryonun izleyiciye aktarılma şekli oldukça ilginç. Şahsen fikri aşırı beğendiğimi söyleyebilirim. Filmin çok fazla noktasında sesli tepki verdim, sizi şaşırtacak çok fazla beklenmedik sahne var :P Senaryonun işlenme şekli özellikle bu konuda bulunmaz bir nimet gibi çünkü sizi şaşırtmasının sebebi bu.  Kesinlikle izlenmeye değer bir film. Nolan hayranlığım yeniden bir tık daha artmış bulunuyor bu filmle birlikte. Filme puanım; 11/10

  Kemal Sunal filmlerinde genel olarak dönemin izlerine çok fazla rastlayabiliyoruz. Bu yüzden bu filmleri yorumlamak yerine filmde beğendiğim alıntıları paylaşmak istiyorum. 42 yıldır hiç gelişme gösterilememiş olması trajikomik :P "Bunlar hakem değil futbol katili. Bu hakemlerle memleketimizde futbol hiçbir yere gidemez." "Kendim şahsen sigara içmem ama çakmak taşırım. Centilmenlik, malum ya Avrupa gördük." "Erolcuğum, Erolcuğum gel bak gel seni kulübümüzün şeref üyesi Sait beyle tanıştırayım. Sait'e yönelir Tek tarafsız spor yazarımız, büyük otorite Erol İpkıran. Sağ olsunlar her zaman bizim takımı tutarlar."