*Dede'nin dilinden* "O adam... Beni nereden tanıyor? Tanıyorsa da ben neden hatırlamıyorum? Hem anılarımı nereden bilebilir ki... Doğru ya! O büyüleri yapabilen bir adam anılarımı neden göremesin ki? Güçlü bir büyücü olduğu kesin ama aynı zamanda korkak da... İyi de neden korkuyor? Benim kim olduğumu kimse doğru düzgün bilmiyor ki... Ah! Anılar... Sağlıklı düşünemiyorum, belki de biraz dinlenmem gerek. Burada? Yok yok burada olmaz. Derhal konseyi toplamalı ve kralı bulmalıyım. Arthen! Hepsi senin suçun! Ne vardı sanki sakince yerinde dursaydın... Hayır, hayır! Hepsi benim suçum! Dalgınlığıma geldi. O yeni yetmelere güvenerek büyüyü bozmamalıydım. Bu da bana ders oldu... Bir dakika! O yerde yatan adam kim? Hayır, hayır, hayır, hayır! Bu olmamalıydı! Bu olmamalıydı! Benim yüzümden biri ölmemeliydi! Ölmemeliydi! Ah tanrım... Neden ben!" Dede yüzünde sert bir ifadeyle yerde yatan boğazı kesilmiş fedainin yanına gitti. Üzerinden uzun zaman geçmiş olacak ki boğazındaki kan k...